Yiğit bu sabah iş makinelerinin sesi ile uyandı. Hemen cama koştu bir de ne görsün? Bir sürü iş makinesi daha düne kadar oynadığı çimenler, ağaçlar kesilmişti. İçinde biraz öfke ve üzüntü oluşmuştu. Çünkü yapılacak olan yeni alışveriş merkezi için temel atılıyordu.
Kendi sırrını keşfe çıktığında, dünyanın en cesaret isteyen yolculuğuna adım attığını, kimi zaman dipsiz bir kuyu gibi olduğunu ve birbirine tezat tüm duyguların aynı çıkmazda buluştuğunu anlıyor insan.
Değişmekle gelişmek arasında ki farkı anlayamamış olmaktan hâsıl olan bir sitem, bir kabullenememe hali var insanın.
Oysa dün görmezden geldiğin şeye bugün tahammül dahi edemiyor olabilirsin, dün güldüğün şeyi bugün saçma bulabilir, dün üzüldüğün şey bugün gündemin dahi olmayabilir. Önemli olan, bir kapıdan çıkarken arkanda neyin kalması, yanına neyi alman gerektiği konusunda isabetli olman, güç kazandıkça görgünün değerini düşürmemen. İnsan sadece büyüyen değil, duygularıyla, doğru ve yanlışlarıyla, zaafları ve güçlenen yanlarıyla gelişen de bir varlıktır.