BİR YOLCULUĞUN SERENCAMESİNDE DÜŞÜNME BOYUTU VE ÜSLUP

Bailey, “En çok yaşayan, en çok düşünendir” der. James Allen de aynı manayı, hareket, düşüncenin tomurcuklanması; neşe veya keder, onun meyvesidir. Ve insan, böyle kendi eseri olan acı-tatlı meyvelerle yaşar.” şeklinde ifade eder.

Biz ise deriz ki bir dakika düşünmek senelerce nafile ibadetten daha iyidir ve daha önemlidir. Düşünmek bir sancı çekmektir. Zihnin en sevimli çocuğu düşünmektir. Düşüncenin derinliğinde kendisini bulur insan. Orada var eder kendini. Evet düşünme bir boyut meselesidir. Neyi niçin düşündüğümüz değil, sadece düşünme boyutunda var olmanın var edene giden yolda ve yolculukta eşlik ediyor olmasıdır. Düşünme gibi bir meziyeti harekete geçirme mahareti ile buluşturduğumuzda aradığımızı bulmanın hazzını yaşıyor olacağız.

Aradığımız bütün sırları düşünme boyutu içerisinde buluruz. Aradığını bulmak, anne karnında bekleyen bir yavrunun dokuz ay kadar sırlı bir dünya içerisinde geçirdiği düşünme evresi ve gözlerini o düşünme boyutundan geçici aydınlığa açtığında karşılaşacağı gerçekle buluşturmanın adıdır. Hayata merhaba diyen gözlerin hayata veda edeceği ana kadar geçirdiği evrede düşünmenin her aşamasını helezonik bir biçimde yaşayacak olmasıdır. O süreçte ikinci bir kavramla tanışır insan ÜSLUP…

‘Düşünüyorum o halde varım’ ile varlığı ispatlarken, varlığın vücut bulmuş halinde niçin var olduğunu ortaya koyan üslup, düşünmeye yarenlik eder. İşte en güzel yoldaşı bulan düşünme, üslupla; ne ve kim olduğunu en güzel şekilde ifade etme yetisini kazanır. Düşüncenin aynası olur üslup ve kendi gibi görünür orada. En mahrem buluşmalara, en keyifli anlara tercümanlık eder üslup…

Şairin, şiirin ruhuna üflediği gibi düşüncenin üslupla buluşması da kâinattaki bütün sırlı varlıkların çehresini tebessüm ettiren gönül açıcı keyfiyetin ruhla izdivacıdır. Kendi boyutuyla düşünme ve düşündüğünü hayata geçirme bir hokkanın mürekkeple buluşma anı gibidir. Artık rengine büründüğü boyanın haliyle karşılar en sevileni. Düşünce hangi renge bürünürse iç iniltileri ile o düşüncenin sesi olur üslup. Dile dökülen nağmelerde saklar kendini. Ya hoş sada bırakır gönüllerde ya da gönlü güzel olanı bekler durur. Söylemde düşünme ve aklın rolü ne kadar büyük olsa da insanın gönlünün düşünme derinliğindeki rolü çok daha büyüktür. Çünkü söylem, düşüncenin ruha bürünmüş hali ve gönlümüzde yeşeren düşüncelerin bir hayalle buluşup kanatlanarak sonsuzluğun kapısına dayanmanın adıdır.

Velhasıl sonsuzlukla buluşmadır düşünme ve düşünceye yön veren üslup…

One thought on “BİR YOLCULUĞUN SERENCAMESİNDE DÜŞÜNME BOYUTU VE ÜSLUP

  1. Ben de yazdım üslupla ilgili bir yazı ama sizinki kadar güzel olmadığını düşünüyorum gerçekten yazınız çok güzel çok anlamlı bilgilendirici bir yazı takipçim olmanız Beni mutlu ve memnun eder beni WordPressin okuyucu bölümündeki ara kısmına Hüseyin ibiş yazarak siteler bölümünden karşınıza çıkan hüseyin ibiş kişisel blog linkine tıklayarak takip edebilirsiniz

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s